Tek ve en yakın arkadaşı Cristopher’la zaman geçirdikçe ona olan ilgisinin arkadaşça olmadığını fark etmiştir. Ancak Cristopher’ın zamansız ölümü, Alan için hayatının sonuna kadar yaşayacağı derin bir yas duygusuna neden olmuştur.
Matematiğe olan yoğun
ilgisi onun kendisini Cambridge sıralarında bulmasını sağlamıştır. Okulu yüksek
bir başarıyla bitiren Turing, ‘Merkezi Limit Teoremi’ tezi ile kolejde akademik
üye seçilmiştir. İlerleyen yıllarda Princeton Üniversitesinde doktora unvanına
sahip olan Turing, daha 26’sını doldurmadan iki doktorasını da tamamlamıştır. Ardından
Cambridge’e dönerek matematik ve kriptoloji alanında çalışmalara devam
etmiştir. Yazdığı makaleler ve yaptığı çalışmalarla Matematik ve kriptoloji
bilimine oldukça katkı sağlamıştır.
İkinci
Dünya savaşının patlak verdiği yıllarda Almanya’nın gizli mesajları şifrelediği
ve tekrar çözebildiği şifre makinesi Enigma’nın şifrelerini çözmek için İngiliz
Hükümeti matematikçiler ve dâhilerden oluşan gizli bir ekip oluşturmuştur. Bu
ekibin içinde yer alan Turing, bir makinenin çözülmesinin ancak bir makineyle mümkün
olacağını savunmuştur. Tıpkı eğitim ve sosyal hayatında olduğu gibi çalışma
arkadaşları arasında da dışlanmasına rağmen, Gorden Welchman’ın da tavsiyeleriyle
korumalı mesaj trafiğine saldırmada tek etkili makine olan Bombe Enigma’yı icat
etmiştir. Modern bilgisayarların babası sayılan bu makine ile 2.Dünya savaşını iki
yıldan fazla kısaltarak 14 milyon hayatın kurtulmasını sağlamıştır. Turing, bu
başarısı ile ‘2.Dünya savaşını kazanan
adam’ olarak anılmaya başlamıştır.
1936
yılı Alan için bir milattır. Yazmış olduğu ‘Birlikte Hesaplanabilen Sayılar’
adlı makalesiyle doğru algoritmaların yüklenmesi halinde bahsi geçen her
makinenin her tür ve zorluktaki problemi çözebileceğini ortaya atmıştır.
Günümüz dijital bilgisayarların atası olan Turing makineleri karmaşık
matematiksel hesaplamaları belli bir düzenek tarafından çözülebilmesini
sağlayan bir tür hesap makinesidir. Bugün yapay zekada kullanılan Turing testleri
ise yine müthiş bir deha olan Alan Turing’in icadıdır. Bu test bilgisayarın
görmeden iletişime geçtiği kişinin insan mı yoksa makine mi olduğunu test etmektedir.
Bu zamana kadar kimsenin geçmeyi başaramadığı test 2015 yılında ilk kez
geçilmiştir. Yapay zeka konusunda çalıştığı sıralarda satranç oyunu için özel
bir algoritma programlamıştır. Kendini bilgisayar gibi düşünmeye zorlayan
Turing yarım saat arayla yaptığı hamlelerle rakibini alt etmiştir. Ve bu oyun tarihteki
ilk bilgisayarlı satranç oyunu olarak tarihe geçmiştir.
Bilimsel
açıdan bunca başarıya sahip olan Turing, ne yazık ki sosyal ve duygusal
hayatında ölene kadar hep başarısız olmuştur. Eşcinsel olması zamanının hükümet
politikaları açısından aykırı bulunmuş ve hüküm yemiştir. 1885-1967 Britanya
Hukuku kapsamında 49.000 homoseksüel erkek ahlaksızlık nedeniyle mahkum edilmiştir.
Turing’e mahkeme iki seçenek sunmuştur: Ya hapis cezası alacak ya da kimyasal yollarla
hadım edilecektir. Alan Turing çalışmalarına devam edebilmek ve hapiste ölmek istemediği
için hadım cezasını tercih etmiştir. Yüksek dozda östrojen hormonu enjekte
edilmesiyle artık eskisi gibi düşünememeye başlamış ve fiziksel olarak pek çok
sıkıntı baş göstermiştir. Bu durumun onun şantaj ve tehditlere açık hale geldiğini
düşünen İngiliz gizli servisi gözaltına almış, her hareketi rapor edilmiştir.
Bütün yakınları ondan uzaklaşmış ve üzerine bir damga gibi yapışan bu durum
sebebiyle hiçbir okul onu akademisyen olarak kabul etmemiştir. Hayatı alt üst
olan ünlü bilim insanı 7 Haziran 1954’te temizlikçisi tarafından evinde ölü
olarak bulunmuştur. Sağlık raporunda ölümüne başucunda yer alan siyanür enjekte
edilmiş elmanın sebep olduğu öne sürülse de otopsi yapılmadan ölüsünün hemen
ortadan kaldırılması akıllara İngiliz gizli servisi MI5’in öldürdüğü şüphesini
getiriyor.
Ne yazık ki O’da ölümünden sonra değer kazanan
bilim adamları listesine eklenmiştir. Kraliçe 2. Elizabeth, Turing’e kraliyet
affı bahşedip, eşsiz başarılarını onurlandırmış, İngiliz sokaklarına heykeller
dikilmeye başlamıştır
Ona büyük bir saygı ve hayranlık duyan Steve Jobs’un Apple
şirketinin logosunu ısırılmış elma olarak tasarlamasının nedeni olarak da
Turing’in elmadan bir ısırık alarak intihar etmesi işaret ediliyor. Üzerine pek
çok film yapılmasına rağmen hayatını cesur bir şekilde ele alan The İmitation
Game (Yapay Oyun) adlı filmde yaşadıkları bir kez daha gözler önüne seriliyor.
Nazi
Almanya’sına karşı büyük bir zafer kazanan Alan Turing, maalesef İngiliz
Hükümetine karşı yenik düşmüştür. Toplumsal tahammülsüzlükler yüzünden aramızdan
erken yaşta ayrılan bu büyük dâhiyi elimize aldığımız bilgisayar ve
telefonlarda, ortaya attığı fikirlerin etkisini yapay zeka, nanoteknoloji,
moleküler biyoloji ve matematik alanlarında görmekteyiz. Hazin bir hayat öyküsüne
sahip olsa da başarıları geleceğe hala ışık tutmaktadır.
GEÇ KALINMIŞ OLSA DA TEŞEKkÜRLER ALAN TURİNG…….