RENKLERİN PSİKOLOJİSİ
Bilimin
en renkli konularından biri olan kromatik veya kolorimetrinin eşsiz dünyasına
kapı aralıyoruz. Yani halk dilinde renklerin bilimine. Yaşamımızın her
parçasında bulunan ve aslında çoğu zaman önemsemediğimiz renklerin bir dili
olduğu bilimsel deneyler ve araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır. İlginçtir ki
insanlar sadece mobilya ya da kıyafet seçerken önemsediği bu renkler aslında
aldıkları her tavrı, insanlarla olan iletişimlerini, seçimlerini veya
yargılarını etkileyebilmektedir. Kısacası renklerin bir dili var ve görmezden
geldiğimiz bu dil psikolojik etkileri ile azımsanmayacak bir güce sahip. Şimdi renklerin
bu eşsiz dünyasına bilimin ışığında girmeye çalışalım.
Renk
dediğimiz şey, ışığın göz retinasına ulaştığında, ulaşma şekline bağlı bir
algılamadır. Işık maddeler üzerinde kısmen emilir ve bazen kısmen yansıtılır.
Bu da rengin çeşitli algılanmasına neden olur. Tüm ışığın dalga boylarının gözümüz retinasına aynı anda ulaşması
durumunda biz bu ışığı beyaz olarak algılarız. Işığın göz retinasına hiç
ulaşmaması halinde ise karanlık ya da siyah olarak algılarız. Çünkü gözümüz 380
ile 780 nm arasındaki dalga boylarında olan ışıkları algılayabilmektedir. Öyle
ki insan gözü 10 milyon farklı rengi ayırt edebilmektedir.
Ve şimdi
biraz daha derine inip renklerin bize neler söylediğine ve bizi nasıl
yönlendirdiklerine bakalım.
KIRMIZI: Dalga boyu en uzun olan renktir. Canlılık
ve dinamizmi temsil eder. Mutluluğun rengidir. Fiziksel olarak ise ataklığı,
canlılığı ve duygusal anlamda bir işi sonuna kadar devam ettiren azmi ve
kararlılığı gösterir. Bu renk aşk, sevgi gibi heyecan ve cesaret ile
ilişkilendirilmiştir.Kırmızı aynı zamanda iştah açar. Bu
yüzden dünyanın pek çok yerindeki pek çok gıda firması, logosunda kırmızıyı
kullanır.
Kırmızı tansiyonu yükseltir, kan akışını hızlandırır. Ancak burada
yanlış bir inanışa da değinmek gerekir. Boğaların kırmızı rengi sevmedikleri
için saldırdığı söylenir oysa boğalar renk körüdür. Yani kırmızıya değil
kendilerine sallanan renkli beze saldırırlar. Kırmızı, öte yandan titreşimlerin
olumsuz etkisini, korkuları ve kontrolsüz tutkuları, şehveti, aşırı
sinirliliği, acımasızlık eğilimini ortaya çıkarır. Yaşam gücü düşük olanlar
kırmızı rengi kullanmaya eğilimlidirler. Trafikte kırmızı DUR işaretidir.
Laboratuarda meyve fileleri kırmızı bir kutunun içinde hızla çoğalabilirken,
mavi kutunun içinde gelişemezler. Teksas Üniversitesindeki araştırmacılar, bir
spor müsabakasında önce kırmızı renge odaklanmış atletlerin güçlerinin
arttığını bulmuşlardır. Kansızlık, lösemi gibi durumlarda omuriliğe kırmızı
ışınlar uygulanırsa Kırmızı Kan Hücreleri (RBC) sayısı artar. Kişi kırmızı ışık
ile desteklendiğinde, hipofiz bezeleri kanda adrenalin salgılanması sonucunda
harekete geçebilir. Bu duygusal sinirleri uyarır ve koklama, görme, duyma, tat
alma ve dokunma duyularını geliştirir. Kan dolaşımını harekete geçirir,
serebrospinal akışı tetikler ve sempatik sinir sistemini arttırır. Hemoglobin
kırmızı ışınlarla yapılandırılır. Kırmızı ışınlar, böbrekleri, kas sistemini ve
beynin sol kısmını canlandıran ve harekete geçiren ısıyı üretir.
Kırmızının
çok fazla kullanılması tedirginlik, heyecan ve aşırı enerjiye sebep olabilir.
Az kullanılması ise dikkatli, manipülatif ve endişeli olmamıza neden olur.
Kırmızı genel olarak enerjiyi temsil eder. Olumlu etkilerinin yanında olumsuz
yanları da vardır. Kızgınlık, baskı, küstahlık, yorucu, sinir ve asabiyet, saldırganlık
gibi etkileri vardır. Bordo, şarap rengi, koyu kırmızı ve skarlet kırmızının
çeşitlerindendir.
MAVİ: Güven ve sorumluluğun rengidir. Dikkat çekmez.
Samimidir, çekingen ve sessizdir. Bu renk ruhsal güvenceyi ve özgüveni
sergiler. Barış ve huzuru arayan bir renktir. Stresi azaltır, rahatlama, düzen
ve sakinlik duygusu yaşatır. Metabolizmayı yavaşlatma özelliği vardır. Bu renk
idealizmdir, kendini ifade etmeyi ihtiyacımız olan ve istediğimiz iletişimi
kurma yeteneğimizi geliştirir. Mavi ruhun, sadakatin ve dini çalışmaların
rengidir. Alıcı değil vericidir. Nostaljiktir. Soluk mavi, gök mavisi ve koyu
mavi çeşitleridir. Eğer favori renginiz maviyse bu mutlaka kişiliğinize
yansıyacaktır. İnce ruhlu, tutucu, muhafazakar, sadakat ve güven, bağlılık ve
derin düşünce olumlu özellikleri arasında sayılırken, katı olma, dolandırıcılık,
depresif, üzgün, çok pasif, batıl inançlara takılan, zayıf, ilgisiz gibi
özellikler de olumsuz yanına işaret etmektedir.
MOR VE VİYOLA: Ruhaniliğin ve hayal gücünün
rengidir. İç gözlemle ilgili bir renktir. Her ikisi de enerjiyi ve mavinin
bütünlüğünün, kırmızının maneviyatının gücünü içerir. Renk psikolojisi
açısından bakıldığında mor ve viyola duygularımız ve zihnimizin uyumunu
arttırır. Mor genellikle lüksü sever. Zenginlik, israf etkisi yaratır. Saygı gerektirir,
hırs, kendini garantileme ve liderliktir. Morun fazla kullanılması depresyonu
arttırır. Depresyona meyilli kişilerin bu rengi az ve dikkatli kullanması
gerekir.
SARI: Renklerin en parlağıdır. Dikkat çekmek için
çığlık atar. Bu sebeple uyarı işaretleri sarıdır. Dikkat çekici yanı nedeniyle
tüm dünyadaki taksilerde sarı renklidir. Neşeyi arttırır. Zeka, incelik ve
pratiklikle de ilgilidir. Geçiciliğin sembolüdür. Bir yandan da hüzün ve
özlemin rengidir. Sonbaharın hüzünlü yanında sarıyı seyretmek mümkündür. Beynin
merkezinde sarı rengin yoğunluğunu taşıyan insanlar materyalisttir ve daima
kendi çıkarlarını düşünürler. Bu rengin insanları dünyevi işlerde
başarılıdırlar. Fiziksel olarak bakıldığında sindirim sisteminin gelişmesine,
gaz problemlerinin giderilmesine yardımcı olurken, böbrek, basur ve diyabet
için de faydalıdır.
YEŞİL: Sessizliği anlatır. Duygusal anlamda bizi en
çok etkileyen organımız kalbin, bu rengin yaydığı enerji alanında olduğu
düşünülür. Güven veren bir renktir. O yüzden bankaların logolarında göze
çarpmaktadır. Yeşil yaratıcılığı tetikler. Büyük lokanta mutfaklarında bu
yüzden kullanılır. Hastanelerde kullanılma sebebi ise rahatlatıcı bir yanının
olmasıdır. Yeşil alanlarda insanların daha az mide rahatsızlığı çektiği
saptanmıştır. Bu renk sarılıkta, iltihaplanmalarda ve böbrek enfeksiyonlarında
kullanılır. Psikolojik yanına bakacak olursak iyileştirici, soğukkanlılık ve
barışçıl özelliklere sahiptir.
SİYAH: Siyah kendi başına bir renk değildir. Sıradan
renklerin birleşiminden elde edilmektedir. Obezite tedavisinde bu renk tavsiye
edilmiştir. Siyah rengi gizlilik, gizem ve bilinmezlikle ilişkilendirilmiştir.
Bu renk dış duyguların sıkıntısından korunmayı belirtir. Siyahın çok fazla kullanılması
depresyona ve ruh hali değişikliğine sebep olabilir, olumsuz bir ortam
yaratabilir. Siyah aynı zamanda disiplini, öz kontrolü, bağımsızlığı, güçlü bir
iradeyi temsil eder. Otorite ve gücün etkisini verir. Siyahı seven insanlar
geleneksel, korumacı ve ciddi olabilirler. Siyahın psikoloji üzerinde resmi,
asil, entelektüel, soğukluk, depresyon ve kötümserlik gibi etkileri olduğu
unutulmamalıdır.
Bilimin
ve araştırmaların bize sunduğu imkanlar dahilinde kısa kısa en çok
kullandığımız renklerden bahsettik. Kişilik renginizin ne olduğu ve iş
dünyasında renklerin dilinin neler olduğu konusuna da bir sonraki yazı da
değineceğiz. O zamana kadar renkli günler diler yorumlarınızı bizlerle paylaşmanızı
rica ederiz.